Huzur ve sevincin hayatımıza hâkim olduğu bayram günleri, birlik ve beraberliğimizin daha da güçlendiği, yardımlaşma ve dayanışma duyguları içerisinde geleceğe dair büyük umutlar beslediğimiz özel günlerdir.

Hz. İbrahim ve Hz. İsmail arasındaki teslimiyet ve yakınlıktan doğan bu mübarek günler, gönül coğrafyamızın en çok ihtiyaç duyduğu değerlere işaret etmesi bakımından da ayrı bir kıymeti ifade etmektedir.

Nitekim vatanları savaş, işgal ve tehdit altında olan kardeşlerimizin varlığı bir kez daha göstermiştir ki Kurban Bayramının özündeki manaya, her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.

Bu gerçekten bir an bile uzaklaşmadan bayram günlerini idrak etmeli, bizleri "bir" kılan değerlerimize sımsıkı sarılmalıyız. Kendi aile fertlerimizden başlamak suretiyle ulaşabildiğimiz her gönüle bayram coşkusunu taşımalı; küskünlük ve kırgınlıkları kenara bırakarak barış ve esenlik dolu bir anlayışla hareket etmeliyiz. Şehit ailelerimizi, gazilerimizi, kimsesiz yaşlıları, yetim ve yoksulları da ziyaret edip hatırlarını sormayı vazife bilmeli, onların hayır dualarına talip olmalıyız.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde Kurban Bayramının aziz milletimizin her bir ferdinin kalbinde huzur ve mutluluk olarak karşılık bulmasını diliyor, eğitim camiamız başta olmak üzere, aziz milletimizin ve âlem-i İslam'ın Kurban Bayramını tebrik ediyorum.